DEVAM: 3- BİR SADAKA
VERİP SONRA ONA MİRASÇI OLANIN BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى.
ثنا عِبْدِ اللهِ
بْنُ
جَعْفَرٍ
الرَّقِّيُّ.
ثنا عَبَيْدُ
اللهِ، عَنْ
عِبْدِ
الْكَرِيْمِ،
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ،
عَنْ
أَبِيهِ،
عَنْ
جَدِّهِ؛ قَالَ:
جَاءَ رَجُلٌ
إِلَى
الْنَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم فَقَالَ:
إِنِّي
أَعْطَيْتُ
أُمِّي
حَدِيْقَةً
لِي،
وَإِنَّهَا
مَاتَتْ وَلِمْ
تَتْرُكْ
وَارِثَاً
غَيْرِي،
فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((وَجَبَتْ
صَدَقَتَكَ،
وَرَجَعَتْ
إِلَيْكَ
حَدِيْقَتَكَ)).
في الزوائد:
إسناده صحيح
عند من يحتج
بحديث عمرو
بْنُ شعيب.
Amr bin Şuayb'ın
dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Yâ Resûlallah! Ben anneme bir bahçemi
verdim. (Sonra) annem de öldü ve benden başka mirasçı bırakmadı, dedi.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de (adama) şöyle buyurdu: «Senin
sadakan tam oldu. Bahçen de sana döndü.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Amr bin Şuayb'ın hadisini delil gösterenlerin yanında bu
sened sahihtir.
AÇIKLAMA: Büreyde (r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi, Ebu
Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
Peygamber
(s.a.v.)'e müracaat eden kadının ve anasının isimlerine dair bir kayda
rastlamadım. - Kadın anasına sadaka olarak yani Allah rızasını kazanmak niyeti
ile vermiş olduğu cariyeyi miras yoluyla alma hakkına sahib olup olmadığını ve
aldığı takdirde evvelce ettiği sadaka sevabının eksilip eksilmiyeceğini sormak
istediği hadis şarihleri tarafından bildirilmektedir. Zaten Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in buyurduğu cevab da buna bir işaret sayılabilir, kanısındayım.
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in buyruğunun açıklaması şöyledir: Senin vermiş olduğun
sadakanın sevabı tamdır, ananın ölümü dolayısıyla cariyenin miras yoluyla
tekrar sana intikal etmesi senin sadakanın sevabını eksiltmez. Sen sadakanı
kendi iradenle geri almış değilsin. Allah Teala onu miras yoluyla sana
döndürmüştür. Onun için cariye senin ma!ın olmuş olur ve sana helaldır. Bu
şekilde cariyeyi alman sadakaya dönüş sayılmaz.
İbnü'l-Melik:
Alimlerin ekserisine göre kişinin sadakasına mirasçı olması mübahtır. Yani adam
bir yakınına sadaka verir, sonra yakınının ölümü dolayısıyla o sadakaya mirasçı
olursa, onu alması helaldır. Anılan sadakanın bir fakire verilmesinin
vacibliğini söyleyenler de vardır, demiştir.
Nevevi de: Bu
hadis. kişinin yakınına vermiş olduğu sadakaya mirasçı olması halinde teslim
alıp onda tasarruf etmesinin mekruh olmadığına delalet eder. Fakat kişinin
vermiş olduğu sadakayı satın alması mekruhtur. Ömer (r.a.)'ın at meselesine ait
(2392 nolu) hadisi bunun mekruhluğuna delalet eder, diye bilgi vermiştir .
Zevaid türünden
olan ikinci hadis de ayni hükmü ifade eder.
Natta Amr bin
Şuayb'ın hadisinin bazı alimlerce makbul sayıldığına işaret edildi. Bunun
nedeni şudur: Amr bin Şuayb bin Muhammed bin AbdiIlah bin Amr bin el-As
(r.a.)'ın sikalığı ihtilaflıdır. Ebu Davud: Amr'ın, babası aracılığı ile
dedesinden olan rivayeti hüccet olmaz, demiştir. Fakat Nesai: O sikadır,
demiştir. El-Hafız Ebu Bekir İbn-i Ziyad da: Amr'ın, babasından ve babası
Şuayb'in de kendi dedesi olan Abdullah bin Amr'den hadis işittiği sabittir,
demiştir. Buhari de Şuayb'in, dedesi Abdullah bin Amr'den hadis işitmesinin
sabit olduğunu söylemiştir.